8 Haziran 2012 Cuma

Yaşam Tarzının Zayıf Olmaya Etkisi


Fransızların yemeğe bakışını, sofra tarifiyle en iyi Colette anlatıyor: un rendez-vous d’amour et d’amitie (sevgi ve dostlukla bir randevu). Bunun sadece mecazi bir tanımlama olduğu da söylenemez, çünkü hayatın zevklerini gerçekten de birbirleriyle bağlantılı olarak görmeye meyilllerdir. Yemek yemeyi ya da bir yemeği paylaşmayı sevmeyen biriyle yaşamaktan daha sıkıcı bir şey hayal edemeyiz. Her tutku bir diğerine eşlik eder. Elbette bu iki taraflı bir şey. Ömer Şerif, sadece Dr. Zhivago’daki yakışıklılığıyla değil, yemek yemeyi sevmeyen bir kadınla birlikte olmayı düşünemeyeceğini söylemesiyle de bir kuşak Fransız kadınını büyülemiştir. Fransız kadınları (entelektüel tiplere karşı zaafımız olsa da) duyulara önem vermeyen bir erkekle beraber olmayı düşünmez bile.
Fransız kadınları yemek yemeyi çok sevseler de zayıf kalmayı başarabilmektedirler. Bunun sırrı hayat tarzlarında gizlidir. Bizler modern dünyanın insanları olarak saatlerce oturarak, ayaküstü atıştırmalıklarla beslenerek ve az uyuyarak vücudumuzu kilo almaya mahkum ederiz. Sonra da bu kiloları nasıl eriteceğimizi kara kara düşünmeye başlarız. Ama yine de bu hayat tarzıyla fazla kilolu olmaya mahkum değiliz. Lida yosun kapsülü fazla kilolarımızdan arınmamızı sağlar. Yoğun stres,hareketsizlik ve uykusuzluk sonucu oluşan fazla kiloların kaybolmasında Lida hapından daha etkili bir alternatif yoktur diyeiliriz.
Çekicilik baştan çıkarıcılığın önemli bir parçası; baştan çıkarıcılık da Fransız kadınlarının önemli bir özelliğidir. Baştan çıkarıcı olmak için çok güzel olmak gerekmez ama çekicilik çok önemlidir. Bir manken bir erkeğin dikkatini çekebilir ama eğer çekicilikten yoksunsa onu uzun süre elinde tutamaz. Tarz, zevk ve zarafet de uzun süre idare edebilir ama sadece güzellik karın doyurmaz. Fransız kadınları da parıltılı magazin sayfalarında sunulan doğallıktan uzak kadın imajının herkes kadar saldırısına uğruyor; bizler sadece bunu üzerimize almıyoruz. Ne kadar iyi giyinir ve formda olursa olsun, insan bien dans sa peau (rahat, kendisiyle barışık) olmadıkça asla etatdegrâce (zarif) görünemez. Bu her kadının başarmayı öğrenebileceği bir şey. Fransız kadınları pek çoklarından daha fazla sezgileriyle hareket eder. Ne giydiğine, ne yediğine verdiği müthiş öneme karşın bir Fransız kadınını asıl tanımlayan, kendisi olabilmek konusundaki rahatlığı ve zevk aldığı şeyleri yapmanın verdiği çekiciliktir. Bu, kaç kilo geldiğinizle ilgili değildir ve yemek yemeyerek elde edilmez.

0 yorum:

Yorum Gönder